Bahçeli’den AKP’ye sert sözler: İhanetler zinciri bombalara yeşil ışık yaktı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’da 102 kişinin ölümüne yol açan çifte intihar saldırı sonrası oylarının arttığını söyleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu için, “Gafil, densiz ve yüreksiz” tanımlaması yaparak, “İnsanlarımız ölüyor sen hala oy hesabı yapıyorsun. Bombalar patlıyor, bu AKP’ye yarıyorsa o zaman azmettiren bellidir” dedi.
Bahçeli, partisinin Tandoğan Meydanı’nda düzenlediği mitingde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’na sert sözlerle yüklendi. AKP’nin soysuz politikaları nedeniyle milli güvenlik duvarlarının yıkıldığını öne süren Bahçeli, 10 Ekim’de Ankara Tren Garı’nda gerçekleşen intihar saldırısının altında hükümetin ağır ihmali olduğunu söyledi.
ORTADOĞU ÜLKESİ
Türkiye’nin üçüncü sınıf bir Ortadoğu ülkesi konumuna geldiğini savunan Bahçeli, şunları söyledi:
“Canlı bombalar hükümetin acziyetinden, güvenlik ve istihbarat zafiyetinden azami ölçüde yararlanmışlardır. Sarayda muhtarlarla düzenlediği toplantılarda yalan ve aldatma kompozisyonu yazan Erdoğan, daha ne kadar sorumluluktan kaçacaktır? Suçlu, Başbakanlığı kağıt üstünde kalan Ahmet Davutoğlu’dur. Suçlu 17-25 Aralık’tan yakayı kurtarmak için devlet hayatını tarumar eden, bu da yetmezmiş gibi teröristlere kol kanat geren Recep Tayyip Erdoğan’dır.
ESKİ BAKANLARA GÖNDERME
Madem hukuk devletiyiz, o halde kanun kaçakları, altın kaçakçıları, kollarında yüzbinlerce liralık rüşvet saat takan ahlaksızlar, Kur’an’la alay eden namertler ne hakla koruma altındadır? Bunların hukuk diye bir meselesi yoktur. Şu anda hakim olan Habur, Kandil, İmralı, Oslo hukukudur. Türk milliyetçileri varken, bombacılar, suikastçılar, saldırganlar kaçacak delik arayacaktır.
YALANDAN BİR BAŞBAKAN
Serok Ahmet, ustasından öğrendiği yalanlara bel bağlamıştır. Saptırma konusunda uzmanlaşmıştır. Davutoğlu’nun öğüttüğü iftira, savurduğu hayaldir. Yalanla yaşayan, yalana yaslanan, yalancılığı kılavuz yapan, yalandan bir Başbakan karşımızdadır.
IŞİD’E NEDEN NANKÖR DEDİN?
Davutoğlu Şanlıurfa’da IŞİD’e nankör demektedir. PKK’yı korkaklık ve hainlikle itham etmektedir. Davutoğlu Ankara’daki bombadan sonra oylarının arttığını söyleyecek kadar da aklını ve ahlakını kaybetmiştir. IŞİD’e nankör diyen Davutoğlu bu sözünü açıklığa kavuşturmak durumundadır. Davutoğlu IŞİD’e hangi iyilikleri yapmış, hangi kıyakları geçmiştir de, bu terör örgütü nankörce davranmış, kadir kıymet bilmemiştir?
IŞİD militanlarını Türkiye’de ağırlayan, tedavi imkanı sağlayan, sınırlarımızdan giriş çıkışlarına göz yuman AKP değil midir? AKP hükümeti hangi iyilikleri yapmıştır da IŞİD buna layık olamamıştır? Serok Ahmet, selefi veya harici Ahmet şeklinde anılmak istemiyorsa, bu sorularımıza dosdoğru cevap vermekle mükelleftir.
CANLI BOMBALARA YEŞİL IŞIK
Hükümet mazrufla değil, zarfla ilgilenmektedir. İhanetler zinciri canlı bombalara yeşil ışık yakmıştır. Türkiye terör parantezine alınmış, terör boyunduruğuna girmiştir. Davutoğlu’nda bunu yapacak cesaret, dirayet ve hamiyet yoktur. Erdoğan da bunu başaracak niyetten, mizaçtan ve sicilden iz ve eser kalmamıştır. Biz terörle müzakere etmeyiz, mücadeleyi gittiği yere kadar sürdürürüz. Biz teröristlerden insaf beklemez, merhamet dilenmez; kiralık katillere hak ettiği ders ve cezayı korkusuzca veririz.
KİMSE ŞANSINI ZORLAMASIN
İkazen söylüyorum; kimse şansını zorlamasın, Türkiye Cumhuriyeti’ni hiçbir odağa, hiçbir yabancı hevese, hiçbir haine, hiçbir teslimiyetçi piyona bırakmayız. Bugün de teröre, teröriste, bölücüye, bölünmeye, dağılmaya, ufalanmaya, zorbalara, küresel planlara, saray ve soygun soytarılarına, ak trol sürüsüne hayır diyor, geleceğe yürüyor, geleceği kucaklıyoruz.
Davutoğlu bunları bilsin, Erdoğan bunları duysun. Duysunlar ki, ayaklarını denk alsınlar. Hadlerinin, hudutlarının farkına varsınlar. Bu vatan açık artırmadan kazanılmış ikinci el toprak parçası değildir. Bu ülke ikram, bağış, lütuf, bonus, eşantiyon da değildir. Aksini düşünen varsa Yezid’in yol arkadaşı, satılmış ve vicdan devri yapmış Kandil havarileri, manda hasreti çeken soysuzların avukatı, düşman postallarının bakıcısıdır.
HEY GAFİL, BE HEY DENSİZ
Ne diyordu Davutoğlu, Ankara patlamasından sonra oyumuz arttı, diyordu. Be hey gafil, be hey densiz, be hey yüreksiz, insanlarımız ölüyor, sen hala oy hesabı yapıyorsun. Mehmetçikler, polisler şehit ediliyor; sivil ve masum vatandaşlarımızın canı alınıyor, sen oy çetelesi tutuyorsun. Hiç mi vicdanın sızlamaz, hiç mi yüreğin yanmaz, hiç mi Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazsın? Bombalar patlıyor ve bu AKP’ye yarıyorsa, o zaman azmettiren bellidir. Katliamlar yapılıyor, insanlarımız tabuta sokuluyor ve bu AKP’nin oyunu yükseltiyorsa, canilere hedef çizen, saldırı emri veren de uzaklarda aranmamalıdır.
PKK saldırsın, AKP oy kazansın. DHKP-C vursun, IŞİD bombalasın, AKP parlasın. Böylesi bir çürümüşlük, böylesi bir yenilgi, böylesi bir ilkellik nasıl olacak, nasıl dikiş tutacaktır?
63 AKILSIZI DEVREYE SOKTULAR
63 akılsızı devreye soktular, malum yazarlardan gazetecilere; bazı akademisyenlerden sinema artistlerine, şöhretli mankenlerden şarkıcılara kadar Dolmabahçe’de önüne gelene çözülmeyi pazarladılar. Her türlü mekanizmayı kullanarak PKK’ya teslimiyetin alt yapısını hazırladılar, ihanetin dirilmesini sağladılar, Öcalan canavarından barış güvercini çıkarmayı umut ettiler.
BEYAZ TOROS KORKUTMASI
Şimdi de, biz gidersek beyaz Toroslar gezer diyorlar. Dün biz gidersek maaşlar ödenmez diyenler, şimdi milleti Torosla korkutmaya çalışmakta, gizli bir örgütlenmenin şifrelerini vermektedir. Toroslar gezmiyor ama, çeteler her yere konuşlanıyor. Toroslar gezmiyor ama, Doğu ve Güneydoğu’ndan devlet geri çekiliyor.
RÜŞVET GEMİCİKLERİ
90’lara dönülmeyecek diyen Davutoğlu farkında mıdır, Türkiye 1919 şartlarına çoktan girmiştir. Sayın Davutoğlu, Torosu bırak, devri iktidarınızda doğudan batıya çığ gibi artan toz ticaretine ve trafiğine bak. Torosu bırak, haram limanlarından demir alan rüşvet ve zillet gemiciklerine, kasalarından silah çıkan tırlara kafayı tak.
İTİBAR VE İMAJ SUİKASTİ
Bizim hayırcı olduğumuz dillendirilmekte, itibar ve imaj suikastları peş peşe düzenlenmektedir. Bu süre zarfında Türkiye’de bir hükümet kurulamamasının vebali Erdoğan ve Davutoğlu’nun sırtındadır. Sayın Bülent Arınç, bir televizyon programında AKP’nin koalisyon kurmaktan kaçtığını ve buna yanaşmadığını ilk ağızdan itiraf etmiştir.
KOALİSYON TEKLİF ETMEDİ
Davutoğlu’nun bize yaptığı iki ziyarette de herhangi bir koalisyon teklifi tarafımıza iletilmemiştir. Erdoğan ve Davutoğlu kaybettikleri tek başına iktidarı tekrar kazanabilir miyiz hesabıyla 7 Haziran’da sandığa yansıyan milli iradeyi müştereken kundaklamışlardır. Hükümet kurulamamasının günahı bunların üzerindedir.
AKP’nin başından itibaren koalisyon kurmaya niyeti yoktu. Davutoğlu, verilmiş bir görevi, çizilmiş sınır ve süre içinde ifa etmeye memur edilmişti. Bizi alçakça hayırcılıkla suçlayan AKP’si ve CHP’si önce haysiyet testinden geçmelidir.
İÇİMİZDEN DEVŞİRİLEN DÖNEKLER
Oylarımızın düştüğünü ahlaksızca söyleyenler, AKP beslemesi, troll takviyeli içimizden devşirilen dönek ve devşirmeler, algı operasyonlarıyla Türklüğü HDP’nin gerisinde bırakmak için mücadele verenler 1 Kasım akşamı rezil rüsva olacaklardır”
Kaynak : http://www.sozcu.com.tr/