Osman Kavala, büyükelçiler kriziyle başlayan süreçte kendisi için “Soros artığı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt verdi. Kavala artık duruşmalara katılmanın ve savunma yapmanın anlamı kalmadığını belirtti.
Tutuklu iş insanı ve insan hakları aktivisti Osman Kavala, serbest bırakılması için on ülke büyükelçisinin yaptığı çağrıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği sert yanıt üzerine bir açıklama yaptı.
Kavala, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika ziyareti dönüşü benimle ilgili kullanmış olduğu ‘Soros artığı’ gibi ifadeler son derece esef vericidir ve Cumhurbaşkanlığı makamının ciddiyetine uygun düşmemiştir” diye başladığı açıklamasında, kendisine yöneltilen suçlamaların herhangi bir delile dayanmadığını ve buna rağmen dört yıldır tutuklu olduğunu hatırlattı.
“İnsan haysiyetine saldırı”
Kavala, “Cumhurbaşkanı’nın hüküm giymemiş ve yargılaması devam etmekte olan bir kişiye yönelik aşağılayıcı ve lekeleyici ifadeleri, insan haysiyetine saldırı niteliğindedir. Bunlar suçlu olduğum algısı yaratan ve yargıyı doğrudan etkileyen mesajlardır. Bu şartlar altında adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığından, bundan sonra duruşmalara katılmamın ve savunma yapmamın anlamsız olacağına inanıyorum” dedi.
Kavala, bu kararının nedenini, “hukuk devletini savunan bir yurttaş olarak, yargının maruz kaldığı bu durumu meşrulaştırıcı bir edimde bulunmanın doğru olmadığını düşünüyorum” diye açıkladı.
Erdoğan’ın Soros ile görüşmesine atıf
Yasalara uygun biçimde kurulmuş ve faaliyet göstermiş olan Açık Toplum Vakfı’nın yönetim kurulunda diğer yönetim kurulu üyeleri gibi görev yaptığını, Vakfı ya da George Soros’u temsil eder nitelikte bir yetki ve statüsünün olmadığını vurgulayan Kavala, “Bildiğim kadarıyla, Sayın Erdoğan George Soros ile bu Vakfın kuruluşundan önceki bir tarihte tanışmış ve Soros’un en son Kasım 2015’te Türkiye’ye yaptığı ziyaret sonrasına kadar, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne mensup siyasetçiler ve Cumhurbaşkanı’nın danışmanları ile Soros’un diyaloğu devam etmiş. Ben bu görüşmelere dâhil olmadım, içerikleri hakkında da bilgi sahibi değilim” ifadelerini kullandı.
On ülkenin çağrısıyla tetiklenen kriz
Aralarında Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya ve Fransa’nın da bulunduğu on ülkenin Ankara büyükelçileri, tutukluluğunun dördüncü yılında Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunan bir ortak açıklama yayımlamış, Türk hükümeti bu açıklamaya sert tepki göstermişti.
On ülkenin büyükelçileri Dışişleri Bakanlığına çağrılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. On tane büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, ‘bunu nasıl bıraktırırız’ gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz?” açıklamasını yapmıştı.
Hukuki süreç
1 Kasım 2017’de tutuklanan Osman Kavala Gezi Parkı davasından beraat etmiş, ancak ardından 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili açılan dava kapsamında tutukluluğu devam ettirilmişti.
Kavala hakkında 11 Ekim 2019’da Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme suçundan resen tahliye kararı verilmiş, 18 Şubat 2020’de Gezi Davası dosyasında beraatine hükmedilmişti. Kavala, aynı gün Silivri Cezaevi’nden çıkmadan yeniden gözaltına alınmış ve 9 Mart 2020’de hakkında yeniden tutuklama kararı çıkarılmıştı.
Kavala’nın bireysel başvuru yaptığı Anayasa Mahkemesi, Kavala’nın kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine ilişkin başvuruyu reddetmiş, Kavala’nın başvurduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ise 10 Aralık 2019 tarihli kararında tutukluluğun hak ihlali olduğuna ve derhal serbest bırakılmasına hükmetmişti.
DW / BK,ET