Yardım çeklerini yakınlarına dağıtmış!Arınç’tan şok suçlamalar…AKtroller birbirine girdi..Apple Glass üretimi için hazırlıklar başladı
|
Hasan Cemal
O el sıkılmaz! Çünkü o el kanlı… Özgürlükleri katletti. Hukuku katletti. Yargı bağımsızlığını katletti. Güçler ayrılığını katletti. İnsan haklarını katletti. Kendisi gibi düşünmeyene hain dedi. Terörist dedi.
O el sıkılmaz! Çünkü o el, anayasayı boşluğa itti. Anayasayı ‘bekleme odası’na aldı. Anayasa Mahkemesi kararına uymadı. Mahkemeleri Anayasa Mahkemesi’ne karşı direnişe çağırdı. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı hain ilan etti. Rejimi fiilen değiştirdi.
Hasan Cemal
Biri, Galip Ensarioğlu. AKP Diyarbakır Milletvekili. Diğeri, anayasa profesörü Burhan Kuzu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuki konularda Saray’daki başdanışmanı. A Haber kanalındaki bir programda geçen akşam konuşuyorlar. Ensarioğlu diyor ki: “Mevcut parlamenter sistem en fazla bizim işimize gelir. Meclis bizde… AK Parti hükümetini Meclis’te ne diye denetleyeceğiz ki?” Yüzünde hafif alaycı bir ifade, ekliyor: “Yasama bizde… Yürütme bizde… Yargı bizde… Her şey bizde…” Anayasa profesörü başdanışman da, yüzünde alaycı bir gülümseme, Ensarioğlu’na omuz veriyor: “Oğlan bizim, kız bizim, niye denetleyelim ki?..” Demek ki neymiş?
Hasan Cemal
Anayasa Mahkemesi’nin Dündar-Gül kararı, anlaşılan, Erdoğan’ın vücut kimyasını fena hâlde bozmuş durumda. Galiba artık ne söylediğinin de farkında değil. “Vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım” dedikten sonra, ne sessiz kalması, her zamanki gibi açtı ağzını yumdu gözünü:
– Kararı kabul etmek zorunda değilim – Bu karara uymuyorum. – Saygı da duymuyorum. – Bu dava casusluk davasıdır. – Basın özgürlüğü davası değildir. – Yerel mahkeme bu karara direnebilirdi. – Dirense, AYM kararı boşa çıkacaktı. – Karar boşa çıksa, tahliye edilen kişiler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceklerdi; oradan alacakları cevap da bellidir.
Hasan Cemal
Evet soruyorum: Kuduran kim?..
Murat Belge… Oya Baydar… Aydın Engin… Ferhat Kentel… Gençay Gürsoy… İsmail Beşikçi… Ragıp Zarakolu… Muzaffer Erdoğdu… Temel İskit… Doğan Özgüden Yücel Sayman… Zeynep Tanbay… Necmiye Alpay… Nesrin Nas… Fikret Başkaya… Abdullah Demirbaş… Ahmet Abakay… Alev Er… Gün Zileli… Bülent Keneş… Ferhat Tunç… Şanar Yurdatapan… Hasan Cemal…
Hasan Cemal
Gazeteci haber yaptı. Gazeteci yorum yazdı. Saray’daki Sultan gürledi: “Bunun bedelini sana ödeteceğim.” Düğmeye bastı. Savcılar harekete geçti. Hapishane kapıları açıldı. Can Dündar’la Erdem Gül tutuklandı. Şimdi de iddianame hazır: Ağırlaştırılmış müebbet hapis! Hukukun alnına kapkara bir leke. Ne denir, Allah akıl versin. Şimdi bakıyorum, televizyonda ‘yeni anayasa’dan, ‘demokrasi’den dem vuruyor. Gerçekten şaka gibi. Seninle demokrasi olmaz. Seninle hukukun üstünlüğü olmaz. Seninle yargı bağımsızlığı olmaz. Seninle güçler ayrılığı olmaz.
Hasan Cemal
Bir kadın, bir erkek, ikisi de yaşlıca. Kadın, beyaz yemenili. Erkek, kahverengi takkeli. Ellerinde beyaz bayraklar, sallaya sallaya yürüyorlar. Adımları ürkek. Bakışları tedirgin. Hep etrafı gözleyerek yavaş yavaş adım atıyorlar. Arkalarında, erkekler bir el arabasını çekiyor, üstünde battaniyelere sarılı ölüler olan… Caddenin öbür ucunda bir zırhlı araç ya da panzer beliriyor. Tam bir savaş manzarası…
Hasan Cemal
Eyy diktatör bozuntusu! Şunu iyi bil. Ya tarafsızlık yeminine uyarsın ya da o yemindeki namus ve şerefsözünü çöp tenekesine atarsın. Ya Cumhurbaşkanlığı görevini anayasadaki tarafsızlık yeminine göre yaparsın, yani ‘namus ve şerefi’ni korursun. Ya da namus ve şeref ne anlama geliyor, oturup düşünürsün. Cumhurbaşkanlığı görevini ‘tarafsızlık’la yapmayacaktın da, o zaman ne diye namusun ve şerefin üzerine yemin ettin?
Hasan Cemal
Rojbaş Gülsüma Ana, günaydın. Nasılsın?.. Ellerinden öperim. Anlaşılan o ki, Silvan’da hayat kaç zamandır yine cehenneme dönmüş durumda. N’aparsın, n’edersin?.. Sana cep telefonundan ulaşmaya çalışıyorum ama nafile… Silvan kuşatma altında, biliyorum. Günlerdir sokağa çıkmak yasak. Silvan’daki yaşantınızı gözümün önüne getirmek istiyorum. Bu açıdan, Nurcan Baysal’ın satırları göz açıcıydı.
Hasan Cemal
Sonuç, Erdoğan açısından tam bir seçim başarısıdır. Muhalefet için de tam bir yenilgi. Bu sonuç Türkiye’de ‘muhalefet sorunu’nu da sergilemiş oldu. Ayrıca bu sonuçla Erdoğan, Türkiye siyasetini muhalefet liderlerine göre çok daha iyi okuduğunu göstermiş oldu. Bu dört konuda kuşkum yok. 1 Kasım’da AKP oylarının artacağını, 276 sınırına kadar çıkabileceğini bekliyordum, ama böylesine bir başarı doğrusu aklıma hiç gelmemişti.
Hasan Cemal
Konuşmama* başlarken bir noktayı belirtmek istiyorum. Karım yazılarımdan şikâyetçi, döne döne hep aynı şeyi yazıyorsun, diyor. Haklı ama… Ben de onu dinlemiyorum. Çünkü bugün karşımızda döne döne hep aynı şeyleri tekrarlayan bir siyasal iktidar var, Saray’daki Sultan düzeni var. Türkiye bugün artık bir darbeler ülkesi… Özgürlüklere darbe… Hukuka darbe… Medya bağımsızlığına darbe… Medya özgürlüğüne darbe… İfade özgürlüğüne darbe… Yargı bağımsızlığına darbe… Güçler ayrılığına darbe…
|
Intel Core i9-10900K hız aşırtma rekoru kırdı!Soylu’nun sözlerine sert tepki
|